benim kıymetli izleyenlerim

15 Ocak 2015 Perşembe

AYAKLI YAKA BLUZUMU NİHAYET DİKTİM






 Merhabalar
Ne zamandır  ortada oradan oraya sürüklenen
İki sene önce kestiğim bir bluzum dü
Araya başka dikişler girince kaldıkça kaldı.
Önce bedenler dikildi bekledi
Aradan zaman geçti  manşeti ve yakayı diktim bastırılmayı bekledi
Sonra bir gün elime aldım onları bastırdım
İlik ve düğme dikimi bekledi.
Ve bu işlemler için bluzum toplamda iki yıl beklemiş oldu)))

 Bize okulda ilk öğretilen buz bu idi ve yakası ile öğretilmişti.
Şimdilerde buna gömlek yakası deniyor.
Ama bluzler anlatılırken yakaları ile anlatılır ve klasik dikilmesi tercih edilir.
Efendim nedir klasik?
Şöyle anlatayım:
Konfeksiyon üretimi olmadığı her halinden belli olan
Manşet   yırtmacı arka kola yakın oyulur      kol dikişinden bırakılmaz
 Basit yırtmaç çalışılır.                                   Parçalı yırtmaç spor gömlekte olur
Manşet elde bastırılır                                      şimdi her manşet dikişli
Yaka elde bastırılır                                         şimdi dikişle bastırılıyor

Gömleğin önünde hiç dikiş  emaresi olmaz

Çünkü bu gömlek spor bir gömlek değildir

Klapayı telalayıp içten elde bastırmalısınız ki gömleğiniz hot coutur olsun.
Şimdiler de bakıyorum da herkes hot couturdan bahsediyor ama onca emek verdikleri dikişlerini dikerken hiç el dikişi kullanmıyorlar
Tabi ben de öğrendiğim dikişe sadık kalmadım ama elimden geldiğince ilk öğrendiğim şekilde dikmeye gayret ettim.


Nedir benim yapmamam gerekenler:
manşet yırmacında üstten dikiş görünmez
 altta görüldüğü gibi olmamalı
Ama kumaşım çok kaygan bir kumaş olduğu için ancak bu şekilde sabitleyebiliyorum)))
Etek uçları elde bastırılır
Ben yine makine dikişi çektim)))
İlikleri mi elde açmadım )))
                                                                 Hocam ne olur notumu kırmayın)))


 Bluzunun arkasını hafif uzun yaptım
Yandan yırtmaçlı




Color-block stretch cotton-blend dress

hazır bu sıralar böyle karışık desenler modayken dikeyim bari dedim.Hiç olmazsa şimdilerde giyer 
modanın tadını çıkarırım değil mi?








12 Ocak 2015 Pazartesi

KIZIMA MİYAV OYUNCAK DİKTİM



 Merhabalar
kızıma kedicikler diktim.
Uzun zamandır  istediğim bir şeydi fırsatını ancak buldum ve çizgili kadifeden önü kalp aplikeli bu oyuncağı diktim.
Dün bir hızla kestim ve aniden gelen misafir  onu dikiş makinesinin üzerine bıraktırdı.
İşin aslı ben de düşünme fırsatı buldum.
Nasıl süslesem neler kullansam derken iyi ki de bu güne kalmış dedim.
 Altlarına oval bir parça ekledim ki oturabilsin diye.
Kalp lerin biri sağa biri sola baktı.Artık kendisi cinsiyetlerini belirleyecek.



 bu da şimdilik yataklarıymışşşş


8 Ocak 2015 Perşembe

BİR FİLİM ANTOLOJİSİ MARİE -ANTOİNETTE







Queen of Disaster: Marie Antoinette!

Bir çoğunuz az çok hayatını biliyordur... İşte hayatı masal gibi olan fakat mutlu sonla bitmeyen, Fransa'nın son ve en görkemli Kraliçesi, Marie Antoinette'nin hayatı.. İyi okumalar :)
Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Marie_Antoi...

1. Doğumu & Çocukluğu

Doğumu & Çocukluğu
2 Kasım 1755 tarihinde, Viyana'daki Hofburg Sarayı'nda, Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ve Maria Theresia'nın 15. çocukları olarak dünyaya geldi. Vaftizi esnasında Bakire Meryem onuruna "Maria" ismi verildi. Saray yetkilisi bebeği "Ufak ama tam anlamıyla sağlıklı birarşidüşes" diye tarif etti. Sarayda kendisine "Madam Antoinette" deniliyordu.
Henüz 14 yaşında olan Maria Antonia geleceğin XVI. Louis'i Louis-Auguste ile nişanlandı. Genç kızın Fransız dili, gelenekleri ve saray adabına dair yeterli bilgisi olmadığını farkeden annesi Maria Theresa, geleceğin Fransa Kraliçesini hemen hızlandırılmış bir eğitime aldı.

2. Veliaht Prensesliği & Evliliği

Veliaht Prensesliği & Evliliği
Marie Antoinette, evliliğinin ilk yedi yılında hamile kalamadı. 
Bunun haricinde, gündelik hayatı çok sıkıcıydı. Her gün uşaklar yardımıyla yataktan çıkıyor, uşaklar tarafından giydiriliyordu. Kıyafet koduna uyan herkesin katılabileceği halka açık akşam yemeklerinde kocasına eşlik ediyordu. Bu durumdan annesine, "Rujumu tüm dünyanın gözü önünde sürüyorum, ellerimi tüm dünyanın gözü önünde yıkıyorum!" diyerek yakınmıştı.

3. "Yaşa Fransa Kraliçesi Marie Antoinette!"

"Yaşa Fransa Kraliçesi Marie Antoinette!"
10 Mayıs 1774 tarihinde, Kral XV. Louis'nin çiçek hastalığından ansızın ölmesi üzerine, Louis-Auguste ve Marie Antoinette'in hayatları tamamen değişti. Saray halkı yeni Kral XVI. Louis'ye ve Kraliçe Marie Antoinette'e bağlılıklarını sunmak için birbiriyle yarıştı. Yeni Kral ve Kraliçe diz çöküp tanrıya dua etti. Bir iddiaya göre Louis, "Yüce tanrım, bize kılavuzluk et ve bizi koru. Ülkeyi yönetmek için henüz çok genciz" dedi. Kraliçe 19 ve Kral 20 yaşında idi.

4. "Ekmek Yoksa Pasta Yesinler" Sözü

"Ekmek Yoksa Pasta Yesinler" Sözü
XVI. Louis'nin taç giyme töreni, Paris'teki ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada, Reims'de gerçekleşti. Bu dönemde söylenmiş olan, "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!" ("Qu'ils mangent de la brioche.") sözü, ya Marie Antoinette'i kötülemek ya da sözü popüler yapmak amacıyla, Marie Antoinette'e mâl edilmiştir. Onun tarafından söylendiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Ekmek kıtlığından haberi olduğunda, Marie Antoinette şöyle not almıştır, "Kendi bahtsızlıklarına rağmen bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sıkı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçeği Kral da görmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, taç giydiğim günü -yüz yıl bile yaşasam da- hayat boyu unutmayacağım."

5. Hamile Kalma Sıkıntısı

Hamile Kalma Sıkıntısı
Marie Antoinette'in yengesi Marie Thérèse (Kont Artois'in eşi), 1775 yılının ağustosunda bir erkek çocuk sahibi oldu. Pazarda gezerken kadınların, "Senin neden bir oğlun yok?" şeklinde laf atmalarına maruz kalan Marie Antoinette, ertesi günü yatakta ağlayarak geçirdi.
Saray yavaş yavaş onun kısır olduğunu düşünüyordu.

6. "Borç Kraliçesi" lafı & Gözden Düşüşü

"Borç Kraliçesi" lafı & Gözden Düşüşü
Kraliçenin arkadaş çevresi özenle seçilmişti ve herkese yer yoktu. Bu durum sarayda huzursuzluğa ve gücenmelere neden oluyordu çünkü saray halkının bir kısmı, kraliçenin kendilerini etrafında istemediğini düşünüyordu. Zamanla Marie Antoinette Versay Sarayı'ndaki art niyetli dedikoduların hedefi hâline geldi. Ama bunu hiçbir zaman umursamadı.

Gün geçtikçe daha fazla para harcamaya başladı. Paranın gerçek değeri hakkında en ufak bir fikri yoktu. Yeni kıyafetler ve pahalı elmaslar satın alıyor, her fırsatta kumar oynuyordu. 21. doğum gününde, üç gün üç gece süren bir kumar partisi verdi. Bu süre zarfında el değiştiren paranın haddi hesabı yoktu.
Şatoyu ve bahçesini yeniden dekore etmek için yaptığı harcamaların sonu gelmiyordu.

7. Aldatma Dedikoduları

Aldatma Dedikoduları
Muhtemelen, intikam peşinde olan bir takım kişiler tarafından, kraliçenin eşini kayınbiraderi X. Charles (Kont Artois) ile aldattığı dedikoduları yayıldı. Bu iddialarla ilgili hiçbir kanıt ortaya atılamadı ancak kraliçenin halk gözündeki popülaritesi erozyona uğradı.

8. Hamileliği & Sonrası

Hamileliği & Sonrası
1778 Nisanında Kraliçe hâmile olduğunu îlân etti.
Marie Antoinette'in ilk çocuğu, 19 Aralık 1778'de Versay Sarayı'nda dünyaya geldi. Saray halkından yüzlerce kişinin gözleri önünde gerçekleşen doğum esnasında acıdan ve utançtan defalarca bayılıp ayıldı. Sonraki doğumlarında, umuma açık doğum yapmaya şiddetle karşı çıktığı için bu uygulama tekrarlanmadı.
İlk çocuğu kızdı ve Marie Thérèse Charlotte ismi ile vaftiz edildi.Saray ve halk erkek çocuk istemesine rağmen, Marie Antoinette kız çocuk sahibi olmaktan çok memnundu. Bebeğe şöyle dedi, "Erkek olsaydın devlete ait olacaktın, ama sen bana aitsin ve benim tüm alakama sahip olacaksın; mutluluklarımı paylaşacak, acılarımı azaltacaksın."
Sonraki yıllarda veliaht prensesi üç kardeşi takip etti: Prens Louis Joseph (1781), Louis Charles(1785) ve Sophie Béatrix (1786).

9. Olgunlaşması

Marie Antoinette, yaşı ilerledikçe daha az müsrif olmaya başladı. Çocuklarına aşırı düşkündü ve bakımları ile bizzat ilgileniyordu. Küçük oğlu Louis Charles için, "Benim sevgili lahanam çok çekici ve ben onu çılgınlar gibi seviyorum. O da beni çok seviyor tabii ki, ama kendi usulüyle, utanmaksızındemişti. (Lahana, yakın zamanlara kadar Avrupa'da sevgi ve samimiyet belirten bir sözcük olarak kullanılmıştır). Kraliçe ayrıca hayır işlerine çok zaman ayırmaya başladı, ancak biraz fazla cömert davranıyordu.
1785'te 30 yaşına girdi. Artık çok daha sade giyiniyordu. Değerli taşlarla ve tüylerle süslü, gösterişli peruklar takmayı bıraktı. Şahsi mücevher koleksiyonuna yeni parçalar eklemekten vazgeçti.

10. Kır Evi Olayı

Kır Evi Olayı
1786 yılında, Versay Sarayı arazileri üzerinde, sırf kendisi için suni bir köy inşa ettirmesi yüzünden çok ağır eleştirilere maruz kaldı.
Marie Antoinette taraftarları, inşa ettirdiği Petit Hameau köyü konusunda, bu kadar eleştirilmeyi haketmediğini düşünüyorlardı. Barones d'Oberkirch, "Başkaları, Marie Antoinette'in yaptığı masraftan daha fazlasını, bahçelerini düzenlemek için yapıyor!", demişti. Kraliçe zaten popülaritesini yitirmişti ve bu suni köy olayı namını biraz daha lekeledi. Birçok kişi, gerçek köylüler çok zor şartlarda yaşamaya çalışırken, dünyadan bihaber müsrif kraliçenin "çobancılık" oynadığını düşünüyordu.

11. Elmas Gerdanlık Olayı

Elmas Gerdanlık Olayı
Servetini yitirmiş bir aristokrat olan Motte kontesi Jeanne Saint-Rémy de Valois, kardinalin bu konudaki arzusunun ve çaresizliğinin farkına vardı. Durumu kendi lehine çevirip ufak bir servet edinmesini sağlayabilecek dâhiyane bir plan yaptı vekardinalin metresi oldu.
Marie Antoinette, kraliyet kuyumcusu tarafından kendisi için yapılan muhteşem bir elmas gerdanlığı satın almak istemedi. Gerekçesi de çok pahalı olması ve kraliyet deniz kuvvetlerinin paraya ihtiyacı olmasıydı. Israr eden kraliyet kuyumcusunu da şu sözlerle azarladı: Ben size mücevher ısmarlamadım, daha da ötesi, elmas koleksiyonuma bir karat daha eklemek istemediğimi defalarca söyledim. Ben satın almak istemeyince kral satın almak istedi ama hediye olarak da kabul etmeyeceğimi belirttim. Lütfen tekrar sormayınız."

Olayın yaşattığı stres nedeniyle kraliçe erken sancılandı ve ikinci kızı Sophie Hélène Béatrix'i birkaç hafta erken doğurdu.

12. Ölümler

Ölümler
Elmas gerdanlık olayının yarattığı politik facia yetmiyormuş gibi, kraliyet ailesi bir de ölüm haberiyle sarsıldı. 1787'de, Marie Antoinette'in en küçük kızı Sophie-Béatrix, birinci doğumgününden kısa süre önce öldü. Bu haberle yıkılan kraliçe, bebeğin cansız bedenine sarılarak saatlerce ağladı.
Kısa süre sonra kraliyet doktorları, büyük oğlu Louis-Joséph'in tüberküloz hastalığının son aşamalarında olduğunu bildirdiler. Marie Antoinette, acı içinde kıvranarak ölen oğlunun yanıbaşından son ana kadar ayrılmadı ve ona bizzat bakıcılık etti.
Veliaht prens 4 Temmuz'da, henüz yedi yaşındayken öldü. Kral klinik depresyon nöbetleri geçirmeye başladı. Kraliçe çok üzgündü. Düşmanları gecikmeden, Marie Antoinette'in öz oğlunu zehirlettiği dedikodusunu yaydı.

13. Fransız İhtilali İçin Geri Sayım

Fransız İhtilali İçin Geri Sayım
Baron Breteuil, Roma Katolik Kilisesi mensubu tutucu bir hıristiyandı ve sıkı bir monarşistti. Kraliyet karşıtları, düşmanlarına karşı aslında çok hoşgörülü olan başbakanı, zalim bir diktatör olarak tanıttılar. Propaganda işe yaradı ve Paris'te, kraliyet yanlılarının şehir halkını itaate zorlamak için askeri güç kullanacağı korkusu baş gösterdi.
14 Temmuz 1789'da, Paris'te kalabalık bir grup, kraliyet otoritesinin sembolü haline gelmiş olan Bastil Hapishanesi'ne yürüdü ve kontrolünü ele geçirdi. Hapishane müdürü ve aşırı-sağ görüşlü iki politikacı linç edildi. 
Marie Antoinette de saraydan uzaklaşmak istiyordu. Bunca sorun varken Paris'e bu kadar yakın kalmak akıllıca gelmiyordu. Kral'ın, Saint-Cloud'daki veya Compiègne'deki başka herhangi bir şatoya taşınma emri vereceğini ümit ediyordu. Eşyalarını bile toparlamıştı ancak kral taşınmayacaklarını söyledi. Kraliçe eşine karşı gelemedi ve onu tek başına bırakmaya da gönlü razı olmadı.
XVI. Louis sonradan, henüz fırsat varken Versay'ı terketmeyerek ne büyük bir hata yaptığının farkına varacaktı. Sarayda kalma kararı, müteakip yıllarda tüm ailesini, acıların ve travmaların kucağına atacaktı.

14. Versay'ın Düşüşü

Versay'ın Düşüşü
Saray mensuplarının şehrin tüm tahılını depolarda sakladığı söylentileri yayılmıştı. Kalabalık bir grubun Versay Sarayı'na yürümekte olduğu haberi saraya aylar sonra ulaştı. 5 Kasım'da karahaberi duyan Marie Antoinette, sarayı terketme isteğini yineledi, ancak kral kabul etmedi.
Sarayın en az sevilen şahsı olduğunu bilen Marie Antoinette, o geceyi eşinden ayrı geçirme kararı aldı. Baş mürebbiye markiz Tourzel'e, herhangi bir tehlike durumunda çocuklarını derhal krala götürmesi emrini verdi.
Sabahın erken saatlerinde kalabalık grup saraya girdi. Kraliçenin muhafızlarını katlettiler. Kraliçe ve yardımcıları canlarını kılpayı kurtararak kaçtılar. Soluğu sarayın merkezinde, kralın yatak odasında aldılar.

15. Tutuklanması

Tutuklanması
Kalabalık sarayın avlusunda toplandı ve kraliçenin balkona çıkmasını istedi. Marie Antoinette sabahlığıyla ve yanında iki çocuğu ile balkona çıktı. Kalabalık, çocukları içeri göndermesini istedi. Kraliçe yaklaşık on dakika boyunca, üzerine silahlar doğrulmuş bir hâlde balkonda tek başına bekledi. Daha sonra başıyla kalabalığı selamlayıp içeri girdi. Kalabalığın bir kısmı, cesaretine hayran kalıp "Vive la Reine!" ("Kraliçemiz çok yaşa!") diye slogan attı.
Kraliyet ailesi, kalabalık grupla beraber Paris'e dönmeye zorlandı. Harabeye dönmüş, XIV. Louis'den beri kullanılmamış olan Tuileries Sarayı'na götürüldüler.
Fayette markizi Gilbert du Motier, kraliyet ailesinin güvenliğinden sorumlu oldu. Kraliçeyle tanıştığında lafını sakınmadan "Majesteleri şu an bir tutuklu. Evet, öyle. Artık kendi "Şeref Muhafızlarıolmadığı için kraliçe bir tutukludur" dedi.

16. Cehennem Hayatının Başlaması ve XVI. Louis'in Tutuklanarak İdam Edilmesi

Cehennem Hayatının Başlaması ve XVI. Louis'in Tutuklanarak İdam Edilmesi
XVI. Louis 13 Ağustos'ta cumhuriyetçiler tarafından tutuklandı ve yaklaşık bir ay sonra, 21 Eylül'de Milli Kongre monarşiyi feshetti. Kraliyet ailesi, çocuklar ve Prenses Elisabeth de dahil olmak üzere Paris'teki Tapınak Kalesi'nde hapsedildi. Kraliyet yanlıları tarafından kaçırılmamaları için çok sıkı güvenlik önlemleri alındı.
Kraliyet ailesinin hapsedilmesinin ardından Paris şiddetin merkezi hâline geldi. Asiler hapishaneleri işgal ettiler ve kraliyet yanlısı olduğundan şüphelendikleri herkesi katlettiler. Marie Antoinette'in çok sevdiği arkadaşı Prenses Lamballe yakalandı ve kraliçeye bağlılık yemininden vazgeçmesi istendi. Reddedince, kafasına çekiçle defalarca vurularak katledildi. Bazı kaynaklara göre, parçalanıp kafası kazığa geçirildi ve Marie Antoinette'in penceresi önüne getirildi. Bu korkunç manzarayı gören Marie Antoinette fenalık geçirerek bayıldı. Ancak otoriteler, Prenses Lamballe'in cesedi kendilerine getirildiğinde giyinik ve tek parça halinde olduğunu belirtmişlerdir.
Louis, 11 Aralık'ta vatana ihanet suçuyla yargılandı. 17 Ocak'ta ölüm cezasına çarptırıldı. Ölüm cezası yönünde oy kullananlardan birisi de Orleans dükü idi. Devrik krala ailesi ile son kez yemek yemesi için izin verildi. Louis henüz çocuk yaştaki oğlunu öç almaması için tembihledi. Marie Antoinette, yemekten sonraki birkaç saati kocasına ve oğluna sarılmış vaziyette geçirdi.
Louis ertesi gün giyotinle idam edildi. Kalabalığın tezahüratlarını duyan Marie Antoinette olduğu yere yığıldı ve uzun süre konuşamadı.

17. Tutukluluk Süreci & Yargılanması

Tutukluluk Süreci & Yargılanması
Kocasının öldürülmesinden sonra Marie Antoinette, hiçbir zaman kendine gelemedi. Kızı, "Kalbinde hiçbir ümit kırıntısı kalmadı. Yaşıyor mu, ölü mü belli değil" demişti. Bayılma ve spazm nöbetleri geçiriyordu. İştahını tamamen yitirmiş, aşırı kilo kaybetmişti.
3 Temmuz 1793 gecesi, bir grup hükümet yetkilisi Marie Antoinette'in oğlunu götürmek üzere hücreye geldi. Küçük veliaht, sürgündeki kraliyet yanlıları tarafından XVII. Louis ilan edilmişti. Bu nedenle cumhuriyetçi hükümet, henüz sekiz yaşındaki çocuğu ayrı bir yerde tutmaya karar verdi. Louis histerik bir şekilde ağlayarak annesinin arkasına saklandı ve oğluna kalkan olan Marie Antoinette, iki saat boyunca onu yetkililere teslim etmedi. Sonunda yetkililer Marie Thérèse'yi öldürmekle tehdit edince pes etmek zorunda kaldı. Kraliçe o günden sonra oğlunu bir daha göremedi. Kısa süre sonra Marie Antoinette'in yargılama süreci başladı. Küçük Louis annesinden ayrılmasından iki yıl sonra, 1795'de, hapishanede öldü.
14 Ekim'de yargılanmasına başlandı. Mahkeme salonuna girdiğinde, herkes şok oldu. Erken yaşta çökmüş, bir deri bir kemik kalmış, bitkin ve harap bir vaziyetteydi. İddia makamı kırk tane şahiti tanık kürsüsüne davet etti. Elmas gerdanlık olayı ve sarayın kuşatması esnasında İsveç Muhafızları'nı sarhoş ettiği iddiaları gündeme geldi. En korkunç iddia ise Jacques Hébert'den geldi. Hébert kraliçeyi, öz oğluna cinsel taciz yapmakla itham etti. Sessiz kalan Marie Antoinette, yanıtlaması için baskı yapıldığında, "Eğer yanıt vermediysem bu, bir anneye yapılan böyle bir suçlamayı, doğanın kendisinin bile yanıtlamayacağındandır" dedi.
Jüri, oybirliğiyle Marie Antoinette'i suçlu buldu ve 15 Ekim tarihinde, vatana ihanet suçuyla ölüm cezasına çarptırıldı. Görümcesi Elisabeth'e "Vasiyet" olarak bilinen son mektubunu yazdı. Bu mektupta ailesine ve arkadaşlarına olan sevgisini dile getirdi ve çocuklarına öcünü almaya çalışmamaları için yalvardı.

18. İdamı & Defnedilmesi

İdamı & Defnedilmesi
16 Ekim 1793 sabahı, bir gardiyan saçlarını kesmek ve ellerini arkadan bağlamak için geldi. Alelade, römorklu bir at arabası ile Paris sokaklarında bir saatten fazla dolaştırılarak Devrim Meydanı'na getirildi. Arabadan yavaşça indi ve giyotine şöyle bir baktı. Kendisine eşlik eden papaz kulağına, Bu an madam, cesaretinizi kuşanmanız gereken andır" dedi. Marie Antoinette papaza dönerek gülümsedi ve "Cesaret mi? Tüm sıkıntılarımın sona ereceği bu an, cesaretimin yüzümü kara çıkaracağı an değildir" dedi. Bir söylentiye göre daha sonra cellatın ayağına bastı ve "Özür dilerim mösyö, istemeden oldu" dedi. Cellatla dalga geçtiği için ceza olarak çırılçıplak soyuldu.
12:15'te idam edildi ve başı, çığlıklar atan kalabalığa gösterildi. Marie Antoinette, XVI. Louis ve Madam Elisabeth'in (Louis'nin kızkardeşi) cesetleri bugünkü Madeleine Kilisesi'nin bulunduğu yere tekabül eden büyük mezarlığa gömüldü ve üzerleri kireçle örtüldü. Bourbonlar'ın yönetime gelmesinden sonra (1814) cesetler bulunmaya çalışıldı. 21 Ocak 1815'de birkaç kemik, grileşmiş bir öbek kalıntı ve bir jartiyerbulundu. Kalıntılar, Fransız kraliyet ailelerinin ebedi istirahat mekanı olan Aziz Denis Basilica'nın yeraltı türbesine nakledildi.

19. Ölümünden Sonrası

Ölümünden Sonrası
Marie Antoinette tarih sayfalarına, sığ, zayıf karakterli ve keyfine düşkün bir kişi olarak geçti. Sadece kraliyet yanlıları onu bir "şehit" olarak gördüler ve farklı değerlendirdiler.



Aslında filmi eşim 2007 yılının   OSCAR  ÖDÜLLERİ    EN İYİ  kostüm
ÖDÜLLÜ olduğu için ben örnek bakayım diye almış.
Gerçekten filim çok renkli kıyafetler ve örnek alacağım onlarca aksesuar ile dolu.
Yalnız filim maksatını aşmadı da bana sevmediğim bir insanı tanıma fırsatı verdi.

Hayatı masal tadında ama hüsranla biten bir hikaye yukarıda anlatıldığı gibi.
Ben de filmi setrederken  2006 senesinde gittiğim versaiiles sarayını gezdim hatıralarımda.


O gün sarayı gezerken Marie_Antoinette ye o kadar  kızmıştım ki portresine  bile  arkamı dönüp poz vermişim.
Filmi seyredince tüm düşüncem değişti.







uçsuz bucaksız bir bahçe ve göletlerle dolu 
ama koccamaaaan  sarayda bir tuvalet bile yok!!!!!!!

ve  kır bahçesi



      zamanında marie Antoinette  nin diktiği ağaç biz gittiğimiz zaman  devrilmiş ve koruma altına alınmıştı.